Kendi dilinden Yusuf Sezer: Kastamonu ili, Devrekani ilçesi, Baltacak köyünde doğdum. İlk tahsilimi köyümde Şenlikpazarı Nahiyesinde bitirdim. Ortaokulun birinci sınıfını bitirdiğim yaz tatili, babam İstanbul Kocamustafapaşa, Sümbül Efendi Erkek Kuran kursuna yatılı olarak dini eğitim yapmam için kayıt yaptırdı. Aynı dönem Davutpaşa ortaokulu ikinci sınıfa kayıt oldum, ve öğleden sonra Kuran Eğitimi derslerine devam ederek bir sene okudum. Ancak okula bir sene ara vermek zorunda kaldım. Okulda başarısız oldum. Bir sene içerisinde hafız oldum, sonra İmam Hatip fark derslerimi vererek İstanbul Gazi Osman Paşa İmam Hatip okuluna yatılı olarak okumak için kayıt oldum. Yedi sene yatılı okudum ve 1981’de mezun oldum. Arabistan’da okumak için evraklarımı Arapça tercüme ettirdim. Ancak 12 Eylül 1982 Hac Farizamı îfâ edip dönmek mecburiyetinde oldum. 1984’te askerliğimi yaptım. 1985’te evlendim ve bir kız bir erkek çocuk babasıyım. Hat Sanatıyla meşguliyetim ilâhi takdirin bir güzelliği, önce abimin kalemleriyle ilk heyecanımı mürekkebe parmak batırıp, reçel zannedip ağzıma götürüp tatmakla, diğer bir deyimle “mürekkep yalamakla” başladı. Yıllar sonra, Sümbül Efendide okurken ilk Hat hocam Nuruosmaniye Camii baş müezzini Hafız Recep Berk hocaefendi hocamız 14 Mayıs 1972 Cumartesi Kursta hepimize 74 talebeydik, ilk besmele ve elifbayı yazarak ders verdiler.
Bir sene böylece nesih harflerle çalıştık. Hocamın yanında talebesi olarak tek kalmıştım. Sülüs’ten “Rabbiyessir” duasını yazdılar. İki ders alarak 1978 senesine kadar yâni Recep hocamın vefatına kadar ( 26.06.1978 ) devam etti.
Ancak Recep hocam beni 14 Kasım 1977 Cumartesi Üstad Hamit Aytaç hocamla tanışmak için gittik. Beni takdim etti. Kendilerinden derse başlayıp, bitirip, icâzet almamı rica ettiler, heyecanla defterime hemen “Rabbiyessir” sülüs meşki yazıldı ve Hâmit hocama böylece o gün talebe oldum. Sırasıyla Sülüs, muhakkak, reyhani, icaze, tevkii ve tuğra çalışmaları derslerini takip ettim. Nesih ve rikayı mütalaa yaparak çalıştım. 24 Temmuz 1980 Cuma günü İcazetimi almaya hak kazandığım gün hocamdan helallık isteyince bana : “Evlat, Hat sanatına hizmet edersen hakkımı helâl ederim. Bırakırsan kıyamette 10 parmağım yakanda olduğu halde senden dâvâcı olurum.” Sözü ile vasiyet gereği Hattat olarak çalışmalarımı devam ettirmekteyim.
Yıllar sonra, aile şeceremi araştırırken tarihi bir hakikatle karşılaşınca hayretler içerisinde kaldım. Meşhur Hattat Mehmet Şevki Efendi Kastamonu, Seyyitler Köyü ( şimdiki adıyla Seydiler adıyla ilçedir. ) nenemin (babaannemin) büyük amcazâdeleri olarak soy kütüğümüzde birleşmektedir.Hâliki Zülcelalin ikrâmı ırsiyyette Hattat nesli ile nesepte birlik çemberi kuruluyor. Bu tamamen merakımın bir eseri olarak nüfusta araştırırken Hakkın bir tecellisi olarak çıktı. Elhamdülillah.
Mesleğimi hattat olarak seçmemi de Rabbim diledi. Aile büyüklerim de kabul ettiler, işimi severek sürdürmekteyim.
Hattat Yusuf Sezer'in sitesi: hattatyusufsezer.com